Almanya’da iki hafta önce DAVA adıyla ilan edilen siyasi oluşum, Bild gazetesinin dün yayımladığı “Erdoğan’ın partisi geliyor” başlıklı haber sonrası Almanya gündemine oturdu.
Türk kökenli kişiler tarafından 16 Ocak’ta ilan edilen ve partileşmesi hedeflenen siyasi oluşum, ilk etapta Haziran ayındaki Avrupa Parlamentosu seçimleri için yine Türk kökenli üç aday göstermişti. “Çeşitlilik ve Uyanış için Demokratik İttifak” adının Almanca kısaltması olan DAVA, Alman kamuoyunda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakın olduğu gerekçesiyle yoğun tartışmalara yol açtı.
Bild gazetesi, DAVA’yı “katı milliyetçi, antidemokratik, İslamcı ve açıkça İsrail’den nefret eden” bir oluşum diye nitelendirdi. Almanya’da Müslüman kökenli 2,5 milyon Alman vatandaşının yaşadığına ve hükümetin Nisan ayında yürürlüğe sokmayı planladığı vatandaşlık yasasındaki değişikliklerle 2,5 milyon Müslümanın daha oy kullanma hakkına sahip olacağına dikkat çeken gazete, aritmetiksel olarak DAVA’nın 5 milyon oy potansiyelinin olacağını ileri sürdü.
Haberde Erdoğan’ın Almanya’da yaşayan Türkler arasında sevildiği, geçen yıl Mayıs ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Almanya’dan yüzde 67’lik oy oranına ulaştığı kaydedildi.
SPD’li Esken: Erdoğan’ın bölücü eğilimlerine yer yok
Alman medyasında “Erdoğan’ın Almanya şubesi” diye lanse edilen partiyle ilgili Alman siyasetinden de uyarılar geldi.
Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanı Saskia Esken, Welt TV‘ye verdiği demeçte Türk kökenli Alman seçmene seslenerek “Almanya’daki Türk kökenli vatandaşlara, Almanya’nın bir bütün olduğunu, bir halk olduğumuzu, son dönemde tanık olduğumuz üzere göçmenleri sınır dışı etmek isteyen aşırı sağcı ağların iktidara ilerlemesine izin veremeyeceğimizi, ama aynı zamanda Recep Tayyip Erdoğan’ın bölücü eğilimlerinin de burada bir rol oynayamayacağını açıklıkla ifade etmek isterim” ifadelerini kullandı.
Yeşiller partili Tarım Bakanı Cem Özdemir de sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Almanya’da seçimlere girecek bir Erdoğan şubesi, ihtiyacımız olan son şey” dedi.
Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) meclis grubu başkanvekili Jens Spahn da “Almanya’da bir Erdoğan şubesinin, ülkede bir aşırılıkçı partinin daha kurulması anlamına geleceğini” belirtti.
CDU: Hükümet hafife almamalı
CDU iç politika sözcüsü Christoph de Vries de Alman hükümetinin bu partinin kurulmasını “hiçbir şekilde hafife almaması” uyarısı yaptı. Erdoğan’ın Almanya’da nüfuz için DİTİB’in yanında ikinci bir araca sahip olacağını ve bu yeni güç aracını kullanmaya çalışacağını belirten CDU’lu politikacı, Alman güvenlik makamlarının bu partinin tüm faaliyetlerini ve Türk hükümetiyle tüm bağlantılarını bütünüyle gözlemlemesi ve Türk hükümetinin doğrudan bir nüfuzunun tespit edilmesi durumunda müdahale etmesi çağrısı yaptı.
Christoph de Vries, DAVA’nın kuruluş bildirgesinde net bir stratejinin görüldüğünü belirterek bu stratejiyi, “Müslümanları ırkçı bir çoğunluk toplumunun kurbanı olarak göstermek ve kendilerini onların temsilcisi olarak lanse etmek” şeklinde özetledi.
DAVA’dan tepkilere yanıt: Doğru yoldayız
DAVA’nın kurucuları arasında yer alan Fatih Zingal ise kamuoyundaki tartışmaların içeriğine değinmeyerek “Siyasi oluşumumuz DAVA, Bild gazetesinin manşetine girmeyi başardı. Kuruluşundan bu kadar kısa süre sonra bu kadar ilgi çeken başka bir siyasi oluşum/parti yoktur. Doğru yoldayız” ifadelerini paylaştı.
Siyasi oluşumun 16 Ocak’ta bir basın duyurusuyla ilan ettiği kuruluş bildirisinde göçmen kökenlilerin günlük yaşamda karşılaştıkları ayrımcılığa vurgu yapılıyor, diğer yerleşik partilerin temsil etmediği vatandaşların siyasetteki adresi olma iddiası yer alıyor. Oluşum, çocuklar ve yaşlıların karşı karşıya bulunduğu yoksullukla daha güçlü mücadele vaadinde bulunuyor, “pragmatik ve ideolojilerden arındırılmış” bir mülteci politikası talep ediyor. “Çeşitlilik ve hoşgörü” vurgusu yapılan bildiride milliyetçilik, yabancı düşmanlığı, Müslüman karşıtı ırkçılık ve antisemitizme şiddetle karşı çıkıldığı vurgusu yer alıyor.
DAVA’da öne çıkan isimler
Başkanlığını eski SPD üyesi Mehmet Teyfik Özcan’ın üstlendiği oluşum, Haziran ayındaki Avrupa Parlamentosu seçimlerine de üç ismin; avukat Fatih Zingal, doktor Ali İhsan Ünlü ve doktor Mustafa Yoldaş’ın aday gösterileceğini bildirmişti.
Bild gazetesi, bu dört ismin de Erdoğan’ın partisi AKP ve yan kuruluşlarıyla bağlantılı olduğunu iddia etti. Hamburglu doktor Mustafa Yoldaş’ın 2010 yılında Almanya’da yasaklanana kadar Uluslararası İnsanî Yardım Teşkilatının (İHH) başkanlığını yürüttüğü ve hakkında, “Hamas’a ve Hamas’a yakın kuruluşlara destek” nedeniyle Alman İçişleri Bakanlığında dosya bulunduğu kaydedildi. Diğer kurucular Ali İhsan Ünlü, Diyanet İşleri’ne bağlı Ditib’in Aşağı Saksonya ve Bremen Eyalet Birliği Başkanı ve aynı zamanda Almanya Federal Liyakat Nişanı sahibi. AP seçimleri için aday gösterilen diğer isim Fatih Zingal ise Solingen kentinde yaşayan ve eskiden SPD’ye üye olan bir avukat. Oluşumun başkanlığını üstlenen Mehmet Teyfik Özcan da eski SPD üyesi.
DW/BK,BÖ
DW Türkçe’ye VPN ile nasıl ulaşabilirim?